***çayhan kasabası tarihi..***

çayhan kasabası tarihi

Osmanlı yönetimi, İçel ve Çukurova bölgesinde kaç-göç,çatışma, istila ve işgal olaylarının yaşandığı bir dönemde l73O yılında Bozdoğan aşiretine bağlı obaları tek tek yerinde bularak deftere yazdı. Aşiret oldukça kalabalıklaşmıştı. Aşirete bağlı obaların ‘asıl yurt yerleri’ defterlere özellikle kaydedilmişti. Genelde asıl yurt yeri olarak da İçel yöresi gösteriliyordu.Gülnar,Silifke,Anamur, Selendi, Karakayalı, Bozyazının ismi geçiyordu, eski yurt yerleri olarak.Bozdoğan aşiretinin oba isimleri:Aşıklı, Bağatlı, Bahşayiş,Bilici Fakih, Bozdoğan, Bozkır, Hacıömerlioğulları, Bulaca, Burhan (Abdülahadoğlu), Çavuşlu (Çayhan)(1), Delibalılar, Senem, Derzili, Eskiyörük, Gedikkaya, Hacı bahaddin, Hacıhamzalı, Hacıkara, Hacıçelebi uşağı, Hadimli, Hayır efendili/ Alaaddinli/Karadirlik, Hızır lar,İçağzı,Kabasakallı,Kaltılı,Kara röneli, Karahacılı, Karahocalı, Kara kayalı, Karsaklı, Keşli, Kılıçlı, Kızılalili,Kocaşehyli, Kocacı,Kömürcü, Köşkerler, Kötekli, Kürekciyan/Cabir, Melemenci,Narencili,Okcılar, Perakende, Çukurbağ, Saçıkara, Satılar,Satılı ve Kötekli, Sendel, Seydikubad, Sipahlı, Şam1ı, Şeyhli, Şeyh liavcı uşaklar, Tartar, Tekeli,Toytimur,Karadirlik, Hızırlar, İçağzı ve Kötekli, Sendel, Seydikubad, Sipahlı, Şamlı, Şeyhli, Şeyhliavcı uşaklar,Tartar, Tekeli, Toytimur, Yağcı, Yaycılı, Yerebakanlı, Zekeriyalı. Bozdoğan aşireti ile ilgili l73O tarihli defter kayıklarına göre aşiretin nefer sayısı-4124, Deve sayısı-5336, koyun sayısı – 242OOO Olarak tespit edilmiştir. Bozdoğan aşireti, l73O tarihli deftere göre Anadolu’nun en kalabalık aşiretleri arasındadır. Aşiret 1700’lü yılların ortalarında Tarsus ve Çukurova yöresine dağılmıştır.

Kovgun dönemi Kovgun, dirlik ve düzenliğin bozulduğu,kavga ve döğüşün hemen herde yaşandığı kavga döneminin de kısa adıdır. Bu dönemde Bozdoğan aşireti ile ilgili Osmanlı Arşivinde çok sayıda belge vardır.1576 tarihli padişah fermanında Bozdoğan aşiretinden Köseler obasına bağlı Ramazan adındaki eşkıya İçel bölgesinde yol kesip eşkiyalık yapmakla suçlandı. Ramazan ve adamlarının yakalandıkları zaman Kıbrıs’a sürgün edilmeleri ve tehlikenin de önlenmesi isteği dile getirildi.Menemencinin Karaisalı yöresinde güçlenmesi 1600 yıllar.Anadolu genelinde celali isyanlarının yoğunlaştığı,devlet otoritesinin zayıfladığı bir zamanda.Aşiretler ve derebeyler bulundukları yerlerde kendi pazu güçleri ile hakim olmakta devlete vergi ve asker vermemekte direnmektedir. İşte bu dönemde Bozdoğan aşireti bulunduğu yöre olan İçel’den parça bölük olarak özellikle Çukurova’yı istila ve işgal etmeye yurt tutmaya başladı.Bozdoğana bağlı kalabalık topluluklar olan Menemenciler,Tarsus ile Karaisalı arasındaki topraklara,Çakıt suyu boylarına yerleştiler. Menemenci beyleri Milvan kaleyi karargah olarak kullandı. Şimdiki Karaisalı’nın merkezi olan Ceceli köyünü de beyliğin merkezi olarak kabul ettiler. Niğde’nin Bereketli madenleri,Gülekboğazından kervan geçişleri, Adana Valiliği nezdinde Ayan olarak görev yapmalar sonucu güçlerini giderek artırdılar.Bölgede cereyan eden önemli çatışmalarda yer aldılar.Tekeli Aşireti de Tarsus yöresine,Gülekboğazı,Karai
salı taraflarına yerleşti. Aşiretten kopan Karahacılı Yörükleri Çukurova’ya indi. Adana yakınlarındaki fundalık çalılıkların bulunduğu Sarıçam yöresine yerleşti. Benzer şekilde Bozdoğan’a bağlı gösterilen Kürkçülü aşireti de Adana şehir merkezi yakınlarına yerleşmişti. Aşiretin yöneticisi durumundaki Bey ailesini temsilen l7OO’lü yılların hemen başlarında Kerimoğulları ortaya çıktı. Kerimoğulları kendisine bağlı aşiret ile Misis ovası,Anavarza kalesi eteklerini yurt ederek yerleşmişti. Aynı dönemde Çukurova’nın hemen her yerinde civar Torosdağlarında Bozdoğan aşiretinin mensubu Yörükler dolaşıyordu. Bozdoğan aşiretinin Çukurova’yı istila ve işgal etmesi bölgenin sosyal yapısını önemli ölçüde değiştirdi. Bir bakıma Çukurova, özellikle Bozdoğan aşireti öncülüğünde yeni bir sosyal kimlik kazanmaya Türkleşmeye sahne oluyordu.

17O4 tarihli padişah fermanında Maraş’a bağlı Kars (Kadirli) kazasında Abdülkerimoğlu Halil adındaki şahıs köyündeki çeltik ve pamuk tarlalarına zarar verdiği için Körveli adındaki eşkiyadan şikayetçi olmuştur.Aynı yıllarda bölgenin güçlü ayanları/derebeyleri arasında isimleri geçen Kerimoğlu Halil, Bayezidoğlu, Çobanoğlu, Kozanoğlu devlet emirlerini dinlememekle suçlandı. Kozanoğlu dışında diğerlerinin yakalanması ve devlete bağlılık sözü vermeleri mümkün olmuş, aynı yıllarda bölgedeki huzursuzluklardan dolayı köylülerin tarlalarını bırakarak dağlara sığındığı Tacirli aşiretinin de Ceyhan nehri kıyısında şekavet halinde bulunduğu açıklanıyor.Torosdağlarınd
aki Yörükler arasında huzursuzluklar bir türlü sona ermedi. 1714 yılında yayınlanan padişah fermanı ile Bozdoğan Yörüklerine bağlı Karahacılı,Köseoğlu, Sendelli, Şeyhli, Gedikli ve Cerit, Saçıkara Yörüklerinden eşkiyalık yapanların köyleri basıp eşkiyalık yaptıkları öğrenilmiş olup bunların yakalanıp Kıbrıs’a sürgün edilmeleri emredilmiştir(5). Kıbrıs’a gitmeleri gerekenler gemilere binmeyip, binenlerden de gemide olay çıkarıp kaptanları öldürenler, İçel ve Antalya sahillerine çıkanlar dağlara kaçmışlar ve eşkiyalıklarına devam etmişlerdir. Bahsi geçen Yörüklerin yakalanması için Şehsuvaroğlu Mehmet Paşa ‘Başbuğ’ tayin edilmiş olup Bozdoğan aşiret beyine ve ona bağlı Tekeli, Karahacılı, Kürkcülü, Melemenci Yörüklerine yardımcı olmaları emri verilmiştir. 1744 yılına gelindiğinde Bozdoğan aşiretine bağlı Yörüklerden Karahacılı ve Tekeli Yörükleri Niğde, Aksaray taraflarındaki yaylalara geldiklerinde köylere saldırıp harmanları yağmalamışlardır. Karahacılı beyi Hazma ile Tekeli aşiretinden olaylara karışanların yakalanmlaları ve zararın ödettirilmesi için Bozdoğan beyi Kerimoğlu’na haber gönderildi.

Tacirli aşireti, ekip biçtiği toprakların vergisini vermediler. Aşiretin on yıllık vergi borcu faizsiz 25.000 kuruş idi. Ancak 1707 yılında Tacirli’nin biriken 37.000 kuruş vergi ödemesi, aksi halde toplu halde sürgün edileceklerine karar verildi. Sürgün yeri ise belli olmuştu: Suriye çölleri ve Rakka... Bundan sonrası ise Tacirli aşireti ile devletin “acı sonuçlar” doğuran kavgasıyla geçti. Aşiretle Devletin çatışması 1865 yılına kadar büyük çapta... Cumhuriyetin kurulduğu 1920’li yıllara kadar da ara-sıra devam etti. Aşiretlerin isyanları dönemin de Yukarı Çukurova’da sadece devletin otoritesi zayıflamadı. Aşiretler kendi aralarında kanlı kavgalara da girdiler. Mesela 1695 yılında Avşar aşireti Kadirli’ye saldırdı. Yerleşim birimleri tahrip edildi. İnsanlar öldürüldü. Ancak devlet isyancılar hakkında işlem yapamaz bir haldeydi.

Osmanlı yönetimi, 1707 yılında Karaman Valisi Hasan Paşa’yı “Adana vilayetinde devlet otoritesini sağlama” görevi verdi. Özellikle Tacirli aşireti ve Kozanoğulları’nın gücünün kırılması hedef alındı. İsyancıların yakalanmaları, sürgün edilmeleri ve hapsedilmeleri isteniyordu. Her ne pahasına olursa olsun cezalandırılması istenen Tacirli’den yakalananlar Rakka’ya sürgün edilecekti. Hasanpaşa yakaladıklarını sürgün etti. Ancak Adana eyaletinde devlet otoritesini sağlayamadı. Kısa bir süre sonra Tacirli’nin de sebep olduğu aşiret isyanları, kavgalar Çukurova’da sürdü gitti. Mesela 1753 yılında Rakka iskanından kaçarak Çukurova’ya gelen Recepli Avşarı ile Tacirli’den sayıları 500’e ulaşan eşkiya Sis (Kozan) şehrinde Kıllı cemaatı üzerine saldırdı. Kadirli tarafına geçerek Bozdoğan aşireti ve Zeynepli oymağına saldırılar düzenledi. Bozdoğan beylerinden Karanebioğlu ve 15 adamını öldürdüler 80 bin kuruşluk mal ve mülk soygununda bulunarak kaçıp gittiler.

Ulukışla-Ereğli arasında bulunan Çavuşlar(Çavuşlu)köyü”Şuan
Çayhan kasabasının sınırları içerisinde bulunan Palanga mevki”tehlikeli ve önemli geçit noktası olduğu için buraya başı boş insanlar getirilip yerleştirilerek emin bir hale getirildi.Buraya getirilmesi,buranın güvenli yer olması düşünül müşsede bundan başarılı olunmamıştır.Çavuşlu köyü dağılmıştır.Çavuşlu(Çavuşlar) köyündeki  derbent için keşif 26 mart 1721 yılında yapılmıştır.Keşifde han,cami gibi binaların tamiri ve diğer ilave inşaat yapılması da bulunmakta idi.Bütün masraflar 7 ekim 1722 de Suğla Mukataası emini tarafından karşılandı.Bu keşif Ereğli kadısı Musa Efendi tarafından yaptırılmıştır.

Karanebioğlunun öldürülmesinden sonra aşireti küçülmüştür.Aşiretin kimileri istilaya direnmiş anayurtta kalmış. Kimileride batıya göç etmiş. Batıya göçenler Mersin Silifke mut Anamur ‘a yerleşmişlerdir.(Devam edecek)

 

 

çayhan kasabası
 
çayhan kasabası
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol